Nasîbe ~ نصيبه
Lugat-ı Remzi - Nasîbe ~ نصيبه maddesi. Sayfa: 858 - Sira: 2

Lugat-ı Remzi; Nasîbe maddesi. osmanlıcada Nasîbe ne demek, Nasîbe anlamı manası, Nasîbe osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Nasîbe hakkında bilgi. Arapça Nasîbe ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Nasîbe anlamı
Lugat-ı Remzi - نصيبه Nasîbe ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Nasîbe ~ نصيبه güncel sözlüklerde anlamı:
NASiBE ::: Müfrit Haricîlerden ve Emevîlerden ve Hz. Ali'ye (R.A.) çok muhalif olan zümrenin adı.
NASiBE ::: (C.: Nesâib) Yollara dikilen işaret taşı. Bir yere dikilen taş.
nasîb-dâr ::: (a. f. b. s.) : hissedar. (bkz : behre-mend).
nasîbe ::: (a. i. c. : nasâib) : dikili taş, yollara nişan için dikilen taş.
nâsic ::: (a. s. nese'den) : 1) nesce den, dokuyan. 2) sıralıyan, düzenliyen.
nâsih ::: (a. s. nesh'den) : 1) nesh ve ibtâl eden, battal eden. 2) istinsah eden, kopyasını çıkaran.
nasîh ::: (a. s. c. : nusahâ) : nasihat, öğüt veren.
nasîb-dâr ::: (a. f. b. s.) : hissedar. eden, yardımcı, (bkz. : meded-kâr, muîn). (bkz : behre-mend). nas| (a . c . nIjfi| n(jsû|). {em_
nasîbe ::: (a. c. : nasib) : dikili 'lük. (bkz. : zafer). Sûre-i nasr : Kur'ân'ın 110. taş, yollara nişan için dikilen taş.
nasr ullah ::: Allah'ın yardımı.
nâsic ::: (a. s. nese'den) : 1) nesce-
nasrun-min-Allahi ve fethün karîb ::: "yardım den, dokuyan. 2) sıralıyan, düzenliyen. Allah'dandır, fetih de yakındır. " mânâsına gelen bir "âyet-i kerime".
nâsih ::: (a. s. nesh'den) : 1) nesh
nasr-üd-dîn ::: 1) dîne yardımı dokunan; 2) dili-ve ibtâl eden, battal eden. 2) istinsah eden, kop yasını çıkaran. mizde "nasreddin" şeklinde kullanılan erkek adı. yasını çıkaran. „ . , 'ı .
nasranı ::: (a. i. c. : nasara) :
nasîh ::: (a. s. c. : nusahâ) : nasihat, Hıristiyan. [Hz. îsâ'nın oturduğu"Nasıra" köyüne öğüt veren. mensuP demektir]
Nâsibe ::: Haricilerden olan sapkın bir zümre.
nâsibe ::: hariciler , haricilerden olan sapkın bir zümre , müfrit haricilerden ve emevilerden ve hz , ali'ye çok muhalif olan zümrenin adı , yollara dikilen işaret taşı , bir yere dikilen taş
nasîb-dâr ::: (a. f. b. s.) hissedar. (bkz : behre-mend).
nasîb-dâr ::: (a. f. b. s.) hissedar. eden, yardımcı, (bkz. : meded-kâr, muîn). (bkz : behre-mend). nas| (a . c . nIjfi| n(jsû|). {em_
NASİBE :::