Nâsih ~ ناسخ
Lugat-ı Remzi - Nâsih ~ ناسخ maddesi. Sayfa: 798 - Sira: 9
Lugat-ı Remzi; Nâsih maddesi. osmanlıcada Nâsih ne demek, Nâsih anlamı manası, Nâsih osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Nâsih hakkında bilgi. Arapça Nâsih ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Nâsih anlamı
Lugat-ı Remzi - ناسخ Nâsih ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Nâsih ~ ناسخ güncel sözlüklerde anlamı:
NASiH ::: (Nesh. den) Battal eden, hükümsüz bırakan. * Kitabın kopyasını çıkaran.
NASiH ::: Nasihat eden, öğüt veren. * İçi temiz adam.
NASiH ::: (Nâsiha) (Nush. dan) Öğüt veren, nasihat eden.(...Hastalık ise birden gözünü açtırır. Vücuduna ve cesedine der ki: "Lâyemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaradanı düşün. Kabre gireceğini bil, öyle hazırlan." İşte hastalık bu nokta-i nazardan hiç aldatmaz bir nâsih ve ikaz edici bir mürşiddir. Ondan şekva değil, belki bu cihette ona teşekkür etmek; eğer fazla ağır gelse sabır istemek gerektir. L.)
nasr ::: (a. i.) : 1) yardım. 2) üstünlük. (bkz. : zafer). Sûre-i nasr : Kur'ân'ın 110) sûresi.
nasr ullah ::: Allah'ın yardımı.
nasrun-min-Allahi ve fethün karîb ::: "yardım Allah'dandır, fetih de yakındır. " mânâsına gelen bir "âyet-ikerime".
nasr-üd-dîn ::: 1) dîne yardımı dokunan; 2) dilmizde "nasreddin" şeklinde kullanılan erkek adı.
nasranı ::: (a. i. c. : nasara) : Hıristiyan. [Hz. îsâ'nın oturduğu"Nasıra" köyüne mensup demektir]
nasrâniyyet ::: (a. i.) : Hıristiyanlık,
nasrî ::: (a. s.) : Allah'ınyardımı ile üstünlük ve ülke almakla ilgili.
nass ::: (a. i. c. : nusus) : 1) sarihlik kat’îlik bulunan Kuran âyetinin delil olarak gösterilen.
nâsıye-i hâl ::: yüzün gösterişi, tavır, vaziyet. Bgüt dinlemez.
nasr ::: (a. i.) : 1) yardım. 2) ustun
nâsih ::: hükmünü kaldıran.
nasîh ::: öğütçü, nasihat eden.
NaSiH ::: Daha önce bildirilen bir hükmü kaldıran, âyet-i kerîme veya hadîs-i şerîf. Kaldırılan hükme mensûh denir.
Müctehid olmak için arabî yüksek ilimleri tamâmen bilip, Kur'ân-ı kerîmi ezber bilmek, âyet-i kerîmelerin geldikleri zamanları ve gelme sebeblerini, ne hakkında geldiklerini, nâsih veya mensûh olduklarını bilmek, yüzbinlerce hadîs-i şerîfi ezberden bilmek, fıkıh ilminin usûl ve kâidelerini tanımak, Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin açık ve kapalı mânâlarını kavramak, bu mânâlar kalbinde yer etmiş olmak, kuvvetli îmân sâhibi olmak, saf ve temiz bir kalbe sâhib olmak gibi şartları vardır. (Abdülhakîm Arvâsî)
nâsih ::: nasihat eden
nasîh ::: öğütçü , nasihat eden
nasr ::: (a. i.) 1) yardım. 2) ustun
NASİH :::