Çağdaş Sözlük

Mahmûd ~ محمود

Lugat-ı Remzi - Mahmûd ~ محمود maddesi. Sayfa: 433 - Sira: 11

Lugat-ı Remzi; Mahmûd maddesi. osmanlıcada Mahmûd ne demek, Mahmûd anlamı manası, Mahmûd osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Mahmûd hakkında bilgi. Arapça Mahmûd ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Mahmûd anlamı

Lugat-ı Remzi - محمود Mahmûd ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Mahmûd ~ محمود güncel sözlüklerde anlamı:

MAHMUD ::: Medh olmaya müstehak, medhe lâyık. Öğülmüş, medh ü senâ olunmuş. * Peygamberimizin isimlerindendir. * Tar: Ebrehe'nin Kâbeyi yıkmak için getirdiği filin adı.

Mahmûd ::: (a. s. hamd'dan) : 1) hamdolunmuş, sena edilmiş; övülmeye değer. Ma-kam-ı mahmûd : Hz. Muhammed (Alehisselâm)'in en büyük şefaat makamı, Cennet.

mahmûd-ül-hisâl ::: iyi ahlâk sahibi.

mahmûd-üş-şiyem ::: övülecek huylara sahip olan. 2) i. Hz. Peygamber (Aleyhisselâm)'in adlarından biri. 3) i. erkek adı.

Mahmûd ::: (a. h. i.) : Ebrehe'nin Kabe'yi yıkmak üzere getirdiği filin adı.

mahmud ::: övülmüş.

MAHMuD ::: Kalbin mahmûd hâlleri; sabır (Allah'tan gelenlere tahammül etmek), şükür (her nîmeti Allahü teâlâdan bilmek), havf (Allah'ın azâbından korkmak), recâ (Allah'ın rahmetini ümîd etmek), rızâ (Allah'tan gelenlere boyun eğmek, hoşnûd olmak, kadere karşı gelmemek), zühd (dünyâya düşkün olmamak), takvâ (haramlardan kaçınmak), kanâat (elinde olana râzı olup, daha çok istememek), cömertlik ile bütün nîmetleri Allah'tan bilip O'na bağlanmak, iyilik, hüsn-i zân (iyi zan, iyi düşünce), güzel ahlâk, iyi geçim, doğruluk ve ihlâs (her şeyi Allah rızâsı için yapmak) hâlleridir. (İmâm-ı Gazâlî)

2. Peygamber efendimizin güzel isimlerinden biri.

Ahmed, Muhammed, Mahmûd, hep över seni Allah
Senin isminle biter lâ ilâhe illallah

Bundaki ince sırrı anlamaz, bilmez gümrâh,
Kendi adıyla yazmış senin adını Rahmân

(Hazret-i Muhammed'in Hayâtı)

3. Ebrehe'nin, Kâbe'yi yıkmak üzere ordusunda getirdiği filin adı.

Resûlullah efendimizin doğmasına iki ay kadar zaman kala, Fil vak'ası meydana geldi. Bir çok insanlar akın akın gelip, Kâbe'yi ziyâret ediyorlardı. Buna mâni (engel) olmak isteyen Yemen vâlisi Ebrehe, Kâbe'yi yıkmağa karar verdi. Bu maksadla büyük bir ordu hazırlayıp Kâbe'ye yürüdü. Ebrehe'nin ordusunda, "Mahmûd" denilen bir de fil vardı. Ebrehe, Kâbe'ye yönelince, bu fil yere çöküp yürümez oldu. Hâlbuki Yemen'e çevrilince koşarak gidiyordu. Allahü teâlâ, Ebrehe'nin ordusu üzerine Ebâbîl, yâni Dağ kırlangıcı denilen kuşlardan bir sürü gönderdi. Bu kuşların her biri, biri ağzında, ikisi de ayaklarında olmak üzere nohut veya mercimek büyüklüğünde üçer taş taşıyordu. Ebrehe'nin ordusu üzerine bırakılan bu taşlar, hepsini helâk etti. Bu vak'a, Kur'ân-ı kerîmin Fil sûresinde anlatılmaktadır. (Bkz. Fil Sûresi) (İbn-i Esîr)

mahmud ::: bütün varlıklar tarafından hamd edilen Allah , hamd olunmuş , övülmüş , övülmeye layık , ebrehe'nin kabe'yi yıkmak için getirdiği filin adı , medh olmaya müstehak , medhe layık , öğülmüş , medh ü sena olunmuş , peygamberimizin isimlerindendir , tar: ebrehe'nin kabeyi yıkmak için getirdiği filin adı

mahmûd ::: övülmüş

mahmûd ::: ‬övülmüş

Mahmûd ::: (a. h. i.) Ebrehe'nin Kabe'yi yıkmak üzere getirdiği filin adı.

MAHMUD :::

Medh olmaya müstehak, medhe lâyık. Öğülmüş, medh ü senâ olunmuş. * Peygamberimizin isimlerindendir. * Tar: Ebrehe'nin Kâbeyi yıkmak için getirdiği filin adı