Tarz ~ طرز
Lugat-ı Remzi - Tarz ~ طرز maddesi. Sayfa: 792 - Sira: 11
Lugat-ı Remzi; Tarz maddesi. osmanlıcada Tarz ne demek, Tarz anlamı manası, Tarz osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Tarz hakkında bilgi. Arapça Tarz ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Tarz anlamı
Lugat-ı Remzi - طرز Tarz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Tarz ~ طرز güncel sözlüklerde anlamı:
TARZ ::: Usul, şekil, üslub. * Yol. Hey'et.
tarz ::: (a. i.) : 1) şekil, biçim, suret, kılık. 2) usul, yol. (bkz. : üslûb).
tarz-ı bârid ::: ed. : soğuk bir üslûb ile yazı yazma.
tarz-ı mefsûl ::: ed. kesik kesik cümlelerle söz söyleme.
tarz-ı müteallik,mevsûl ::: birçok munis ol-mıyan kelimelerden dolayı okunması ve anlaşılması zor olan bir usûl.
tarz-ı cedîd ::: müz. Türk müziğinde bir mürekkep makamdır, Kazasker Mustafa İzzet Ef. tarafından terkîbedilmiştir. Sultanî yegâh veya yegâh ta rast mürekkeptir. inici, çıkıcı olarak karışık seyrederek bu dizilerde gezinir. Acem-aşîran ile acem-aşîran "fa" perdesinde karar eder. Güçlüleri, birinci derecede sultanî yegâh ile yegâhta rastın durağı ve nev-eser ile nihâvend'in güçlüsü olan-navâ "re", ikinci derecede- sultânî-yegâh ile yegâh da rast'ın güçlüsü -dügâh "lâ", üçüncü derecede-nihâvend ile nev-eserin durağı olan rast "sol", dördüncü derecede de acem- aşîran'ın güçlüsü olan -çargâh "do" perdeleridir. Donanımına "si" küçük mücenneb bem
tarz-ı nevin ::: müz. Türk müziğinde bir mürekkep makamdır. Haşim Bey tarafından terkîbedilmiştir, (bugün elimizde 43 kadar eser vardır). Tarz-ı nevîn, nikriz beşlisi kullanmıyan ikinci çeşit şevk-efzâ (ki terkîbi çârgâh'da zengüle ile acem-aşîran'dan ibarettir) ile rast'ta kürdî dörtlüsü ve bâzan da bunun yerine rast' ta uşşak dörtlüsünden mürekkeptir. Sondaki dörtlü ile rast "sol" perdesinde durur. Güçlüleri, birinci derecede -çârgâh'da zengülenin durağı ve acem-aşîran'ın güçlüsü olan -çargâh "do", ikinci derecede -acem aşîran'ın durağı olan -acem asîran "fa" perdeleridir. Aynt zamanda tiz durak ve çârgâh'de zengülenin güçlüsü olan -gerdan
tarz ::: biçim, yol, metod.
Tarz :::
- Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil
Örnek: Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul... R. H. Karay - Bir kimse için özel anlatım biçimi
Örnek: Bu tarzda konuşmak doğru olmaz. S. F. Abasıyanık - Güzel sanatlarda üslup, stil.
- Yüklemin bildirdiği zamanı görülen geçmişe, duyulan geçmişe ve dilek şart kipine aktararak elde edilen birleşik fiil kipi. Bil-iyor-du, bil-iyor-muş, bil-ir-se gibi. Bu örneklerde, fiildeki oluş ve kılışı şimdiki zamandan geçmiş zamana ve şarta aktararak fiilintarzını oluşturan öge eski er- fiilidir: bil-e-yorur er-di > bil-iyor-du, kel-miş er-di > gel-miş-ti, tut-ar er-se >tut-ar-sa vb.
tarz ::: biçim , şekil , yol
tarz ::: şekil
tarz ::: biçim
tarz ::: yöntem
tarz ::: biçim, ezgi, hava, merkez, minval, soluk, suret, şekil, tempo, tür, usul, vadi, yol
TARZ :::