Çağdaş Sözlük

Hân ~ خوان

Lugat-ı Remzi - Hân ~ خوان maddesi. Sayfa: 516 - Sira: 20

Lugat-ı Remzi; Hân maddesi. osmanlıcada Hân ne demek, Hân anlamı manası, Hân osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Hân hakkında bilgi. Arapça Hân ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Hân anlamı

Lugat-ı Remzi - خوان Hân ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Hân ~ خوان güncel sözlüklerde anlamı:

HAN ::: f. Hükümdar. Eski Türklerde Hakan da denen devlet reisi.

HAN ::: f. Yolcuların misafir olduğu bina. Kervansaray. Otel. * Ticaret ehlinin sakin olduğu yer.

HAN ::: f. Yemek sofrası. Üstüne yemek konan tepsi. * Yemek, taam. * Ahçı dükkânı, lokanta.

HAN ::: f. Okuyan, okuyucu, çağıran manasına gelir. Meselâ: Duâ-hân $ : (Niyaz ve tazarrukârane bir tezellül ile) duâ okuyan.

huvvân ::: (a. s. hâin'in c.) : hâinler, hiyânet edenler.

han ::: eski zaman oteli.

hân ::: hükümdar.

han ::: "okuyan" mânâsında son ek.

hân ::: sofra.

Han :::


  1. Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan.

  2. Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan.

  3. Yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan yapı
    Örnek: Bir handa, yorgun argın tatlı bir uykudaydık . F. N. Çamlıbel

  4. Büyükşehirlerde serbest mesleklerde çalışanların oda veya daire tutup çalıştıkları birkaç katlı yapı
    Örnek: Ömer Abit hanında bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu. E. E. Talu

  5. (Mimarlık) Eskiden kent ve kasabalarda ya da önemli kavşak noktalarında, yolcuların hayvanları ile birlikte konakladıkları, içinde ahırları, yatacak odaları bulunan yapı. Ay. bk. kervansaray.

hân ::: okuyan , sofra , hükümdar

hân ::: ‬okuyan

hân ::: ‬sofra

huvvân ::: (a. s. hâin'in c.) hâinler, hiyânet edenler.

han ::: karvansaray

HAN :::

f. Okuyan, okuyucu, çağıran manasına gelir. Meselâ: Duâ-hân $ : (Niyaz ve tazarrukârane bir tezellül ile) duâ okuyan

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: