Tasarruf ~ تصرف
Lugat-ı Remzi - Tasarruf ~ تصرف maddesi. Sayfa: 283 - Sira: 17
Lugat-ı Remzi; Tasarruf maddesi. osmanlıcada Tasarruf ne demek, Tasarruf anlamı manası, Tasarruf osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Tasarruf hakkında bilgi. Arapça Tasarruf ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Tasarruf anlamı
Lugat-ı Remzi - تصرف Tasarruf ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Tasarruf ~ تصرف güncel sözlüklerde anlamı:
TASARRUF ::: İdare ile kullanmak. Sarfetmek. Tutum. Sâhib olmak. İdare etmek. Sâhiblik. Kullanma hakkı. * (Para veya mal) artırma. * Bir şeye karışıp müdahale etme.
tasarruf ::: (a. i. sarf'dan. c. : tasar-rufât) : 1) sâhibolma 2) idare ile kullanma. tum, ekonomi (bkz. : iktisâd). Bi-t-tasarruf : tasarrufla. 3) artırma, artırılma [para, mel-] . 4) bir "zevce" muamelesinde bulunma.
tasarruf-ı fi'lî ::: huk. [eskiden] fiil ile olan tasarruf : bir malı istihlâk etmek gibi.
tasarruf-ı kavli ::: huk. [eskiden] beyi', îcâr, kefalet, havale, ikrar, hibe, nikâh, talâk gibi söz ile yapılan tasarruflar.
tasarruf-ı müllâk ::: huk. [eskiden] bir milkte yalnız mal sahibinin yapması caiz ve sahih olan tasarruf.
tasarruf-ı şer'î ::: huk. [eskiden] satmak, bağışlamak, vekâlet, kefalet, havale teslimi gibi muameleler.
tasarruf ::: kullanma, artırma.
TASARRUF ::: Sadaka vererek rızkınızı çoğaltınız.Zekât vererek mallarınızı koruyunuz. İktisâd eden, tasarrufa riâyet eden aldanmaz. Tedbirli düzenli yaşamak, geçimin yarısıdır. İnsanlarla iyi geçinmek, aklın yarısıdır. (Câfer-i Sâdık)
2. İdâre etme, hükmetme.
Allahü teâlâ mülkünde tasarruf ediyor.Mülkünde tasarruf etmesinde zulüm düşünülemez. Çünkü zulüm, izni olmadan başkasının mülkünde tasarruftur. (İmâm-ı Gazâlî)
3. Bir velînin Allahü teâlânın izniyle sevdiklerini mânen yetiştirmesi, düşmanlarını ise cezâlandırması.
Yaratılışı, kalb ve rûh mertebesine kadar olan kimseyi tasarrufu kuvvetli olan pîri, daha yüksek mertebelere ulaştırabilir. (İmâm-ı Rabbânî)
Sıddîkiyye yolunda ilerlemek üstâdın tasarrufu, kuvveti ile olur. O sevk ve idâre etmedikçe, hiç ilerleyemez. Çünkü nihâyetin (sonun) başlangıcında yerleştirilmesi, onun şerefli teveccühü, merhameti ile olur. Anlaşılmayan, bilinmeyen hâllere hep onun üstün, başarılı idâresi ile kavuşulur. (İmâm-ı Rabbânî)
Îtikâdı ve ameli doğrulttuktan, bu iki kanadı ele geçirdikten sonra, Allahü teâlâya yaklaştıran yolda ilerlemek sırası gelir. Zulmânî ve nûrânî konakları aşmaya başlanabilir. Ancak şunu iyi bilmelidir ki, böyle konakları aşarak yükselebilmek ancak yolu bilen, yolu gören, yol gösteren, yetişmiş ve yetiştirebilen bir rehberin teveccühü ve tasarrufu ile olabilir. Bunun bakışları kalb hastalıklarına şifâ verir. Onun teveccühü yâni kalbini bir kimseye çevirmesi, kötü, çirkin huyları insandan siler süpürür. (İmâm-ı Rabbânî)
Tasarruf :::
- Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım
Örnek: Vücudum artık irademin tasarrufundan çıkmıştı. R. N. Güntekin - Tutum.
- Para biriktirme, artırım.
- 1. Bir ekonomide belirli bir dönemde yaratılan gelirin tüketilmeyen, yani harcanmayan kısmı. 2. Cari gelirin bir kısmının tüketilmeden gelecekte kullanılmak üzere ayrılması
- 1) işlem. 2) harcama. ~ nisâbı: harcama özgürlüğü (Verfügungsfreiheit). ölüme bağlı ~: ölüme bağlı harcama.
Tasarruf ::: Bir şeyden yararlanabilme ve o şey üzerinde fiili veya hukuki işlem yapabilme gücü.
tasarruf ::: tutum , kullanma , idare ile kullanmak , elinde bulundurma
tasarruf ::: tutum
tasarruf ::: elinde bulundurma
tasarruf ::: para arttırma
tasarruf ::: (a. i. sarf'dan. c. : tasar-rufât) 1) sâhibolma 2) idare ile kullanma. tum, ekonomi (bkz. : iktisâd). Bi-t-tasarruf : tasarrufla. 3) artırma, artırılma [para, mel-] . 4) bir
Tasarruf ::: Bir şeyden yararlanabilme ve o şey üzerinde fiili veya hukuki işlem yapabilme gücü.
tasarruf ::: tutum
tasarruf :::
TASARRUF :::