Çağdaş Sözlük

Îcâz ~ ايجاز

Lugat-ı Remzi - Îcâz ~ ايجاز maddesi. Sayfa: 150 - Sira: 2

Lugat-ı Remzi; Îcâz maddesi. osmanlıcada Îcâz ne demek, Îcâz anlamı manası, Îcâz osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Îcâz hakkında bilgi. Arapça Îcâz ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Îcâz anlamı

Lugat-ı Remzi - ايجاز Îcâz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Îcâz ~ ايجاز güncel sözlüklerde anlamı:

iCAZ ::: (İycâz) Edb: Az söyle çok şey anlatmak. Sözü muhtasar söylemek. Çok mânaya gelen kısa cümlenin hâli. Mâruf ve müteârif olan cümleden kısa bir cümle ile maksadı ifâde san'atı.Böyle sözlere mucez, veciz veya vecize denilir.

iCAZ ::: Kadın eşarbı. Baş örtü.

îcâz ::: (a. i.) : 1) sözü kısa söyleme. 2) ed. az sözle çok mânâ anlatma.

îcâz-ı hasr ::: az sözle, çok mânâ anlatma.

îcâz-ı muhill ::: ed. sözü, mânâsı anlaşılmıyacak şekilde kısaltma.

icaz ::: (a. i.) : kadın başörtüsü.

icazet ::: (a. i.) : 1) izin, ruhsat. 2) diploma.

icâzet-i kavliyye ::: huk. bir kimsenin bir şey hakkında : "izin verdim" demesi.

icâzet-i küllî ::: [evvelce] Osmanlı serdarlarına ve sefirlerine musâlaha, muahede akdi ve şâir işler hakkında verilen me'zûniyet.

ieâzet-i lahika ::: huk. bir kimsenin önce izni olmadığı halde, yapıldıktan sonra bir şeyi kabul ve tasdik etmesi.

icâz ::: az sözle çok mânâ anlatma.

îcâz ::: benzerini yapmakta insanı âciz bırakan.

iCaZ ::: Muhammed aleyhisselâm; "Bu Kur'ân, Allah kelâmıdır, inanmıyorsanız bir âyeti kadar siz de söyleyiniz. Söyleyemezsiniz" buyurdu. O kadar düşman oldukları, el ele verip uğraştıkları hâlde söyleyemediler. Kimisi Kur'ân-ı kerîmin belâgat ve îcâzını görür görmez îmân etti. Kimisi insan bunu söyleyemez diyerek ister istemez tastîk etti. (Sırrı Paşa)

Arapçayı iyi bilen kimse Kur'ân-ı kerîmin îcâzını açıkça anlar. Kâdı Bâkıllânî dedi ki: "Îcâz, hem belâgatinin yüksek olmasından hem de nazmının (lafızlarının dizilişinin) garîb olmasındandır. Yâni hiç görülmemiş bir nazm olduğu içindir. Bâzıları Kur'ân-ı kerîmin îcâzı gaybden (gelecekten) haber vermesidir dediler. Bâzı âlimlere göre Kur'ân-ı kerîmin îcâzı, çok uzun ve tekrarlı olduğu hâlde hiçbir yerinde ihtilâf yâni uygunsuzluk bulunmamasıdır dediler. (İmâm-ı Rabbânî)

iCaZ ::: Muhammed aleyhisselâm; "Bu Kur'ân, Allah kelâmıdır, inanmıyorsanız bir âyeti kadar siz de söyleyiniz. Söyleyemezsiniz" buyurdu. O kadar düşman oldukları, el ele verip uğraştıkları hâlde söyleyemediler. Kimisi Kur'ân-ı kerîmin belâgat ve îcâzını görür görmez îmân etti. Kimisi insan bunu söyleyemez diyerek ister istemez tastîk etti. (Sırrı Paşa)

Arapçayı iyi bilen kimse Kur'ân-ı kerîmin îcâzını açıkça anlar. Kâdı Bâkıllânî dedi ki: "Îcâz, hem belâgatinin yüksek olmasından hem de nazmının (lafızlarının dizilişinin) garîb olmasındandır. Yâni hiç görülmemiş bir nazm olduğu içindir. Bâzıları Kur'ân-ı kerîmin îcâzı gaybden (gelecekten) haber vermesidir dediler. Bâzı âlimlere göre Kur'ân-ı kerîmin îcâzı, çok uzun ve tekrarlı olduğu hâlde hiçbir yerinde ihtilâf yâni uygunsuzluk bulunmamasıdır dediler. (İmâm-ı Rabbânî)

İcaz ::: Bir düşünceyi çok az sözcükle özlü bir şekilde anlatmadır. Kısaltmanın anlamı güçleştirmemesine dikkat edilir. Buna icaz-ı muhil denir. Az söz yüklü anlamla ifadeye makbul icaz denir. Atasözleri, vecizeler, hikmetli sözler bu gruba girer. Makbul icaz iki türdür: Hafz yoluyla icaz: Anlama zarar vermeyecek şekilde bazı sözcükler atılır. Bu cümle çıkarılarak da yapılabilir. Sözcük çıkarmaya icaz bi’l-harf denir.

îcâz ::: veciz anlatma , özlü söyleme

icâz ::: az sözle çok mana anlatma

îcâz ::: ‬veciz anlatma

îcâz ::: özlü söyleme

icaz ::: (a. i.) kadın başörtüsü.

İCAZ :::

Kadın eşarbı. Baş ört