Çağdaş Sözlük

Tâze ~ تازه

Lugat-ı Remzi - Tâze ~ تازه maddesi. Sayfa: 224 - Sira: 24

Lugat-ı Remzi; Tâze maddesi. osmanlıcada Tâze ne demek, Tâze anlamı manası, Tâze osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Tâze hakkında bilgi. Arapça Tâze ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Tâze anlamı

Lugat-ı Remzi - تازه Tâze ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Tâze ~ تازه güncel sözlüklerde anlamı:

TAZE ::: f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe.

taze ::: (f. s.) : 1) taze, körpe; sulu, yaş. 2) genç.

Taze :::


  1. Bozulmamış, bayatlamamış olan
    Örnek: Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. Y. Z. Ortaç

  2. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
    Örnek: Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. M. Ş. Esendal

  3. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
    Örnek: Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. M. Ş. Esendal

  4. Yeni, zamanı geçmemiş
    Örnek: Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. Halikarnas Balıkçısı

  5. Genç kadın
    Örnek: Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. Ö. Seyfettin

tâze ::: körpe , taze , genç

tâze ::: ‬körpe

tâze ::: taze

tâze ::: genç

tâze ::: yeni

taze ::: (f. s.) 1) taze, körpe; sulu, yaş. 2) genç.

taze ::: dinç, yaş

TAZE :::

f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe