HATM ::: Kırmak, ufalamak.

HATM ::: Hâlis, saf. * Sağlamlaştırma, muhkemleştirme. * Hüküm ve kazâ icabettirme.

HATM ::: Hitâma erdirmek, bitirmek. Kur'an-ı Kerim'i veya herhangi bir şeyi sonuna kadar okuyup bitirmek. * Mühürleme. Mühürlenme.

HATM ::: İnsan veya hayvan burnu. * Kuş gagası.

haten ::: (a. i.) : dâmât.

hatenât ::: (a. i. hatene'nin c.) : kaynanalar

hatm ::: (a. i.) : 1) hitâma erdirme, bitirme. 2) Kur'ân'ı başından sonuna kadar okuma. 3) mühürleme, mühürlenme.

hatm ::: (a. s.) : 1) hâlis. 2) i. hüküm ve kaza îcâbettirme. 3) i. sağlamlaştırma.

hatm ::: (a. i.) : 1) kuş gagası. 2, burun [insan ve hayvanda].

hatn ::: (a. i.) : 1) sünnet etme. 2) dâmad.

hotan ::: (f. h. i.) : şarkî Türkistan'da büyük bir şehir olup ahâlîsi Müslümandır.

hatm ::: bitirme.

HATM ::: Ramazân ayında hatm okumak mühim sünnettir. (Ahmed Fârûkî)

Hatm sonunda yapılan duâ kabûl olunur. (Seyyid Alizâde)

Resûlullah efendimiz Mekke'de bulunduğu sırada rivâyete göre bir müddet vahy gelmemişti. Bu sebeple müşrikler; "Rabbi, Muhammed'i terk etti, O'na darıldı" diyerek, Peygamber efendimizi üzmeye, müslümanlar arasında fitne çıkarmaya çalışıyorlardı. O zaman Duhâ sûresi nâzil oldu. Bu sûre nâzil olunca, Resûlullah efendimiz sevincinden; "Allahü ekber" buyurdu. Bu sebeple Mekke halkı, Kur'ân-ı kerîmi hatmederken, Duhâ sûresinden îtibâren Nâs sûresine kadar her sûrenin sonunda "Allahü ekber" demeyi âdet edinmişlerdir. (İbn-i Abbâs, Kurtubî, Süyûtî, Hâzin, Celâleyn).

hatm ::: mühürleme , hatim , hatim indirme

hatn ::: sünnet

hatm ::: ‬hatim

hatm ::: hatim indirme

hatm ::: mühürleme

hatn ::: ‬sünnet

hatm ::: (a. i.) 1) hitâma erdirme, bitirme. 2) Kur'ân'ı başından sonuna kadar okuma. 3) mühürleme, mühürlenme.

hatm ::: (a. s.) 1) hâlis. 2) i. hüküm ve kaza îcâbettirme. 3) i. sağlamlaştırma.

hatm ::: (a. i.) 1) kuş gagası. 2, burun [insan ve hayvanda].

hatn ::: (a. i.) 1) sünnet etme. 2) dâmad.

hotan ::: (f. h. i.) şarkî Türkistan'da büyük bir şehir olup ahâlîsi Müslümandır.

HATM :::