Çağdaş Sözlük

Halîfe ~ حلیفه

Lugat-ı Remzi - Halîfe ~ حلیفه maddesi. Sayfa: 460 - Sira: 14

Lugat-ı Remzi; Halîfe maddesi. osmanlıcada Halîfe ne demek, Halîfe anlamı manası, Halîfe osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Halîfe hakkında bilgi. Arapça Halîfe ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Halîfe anlamı

Lugat-ı Remzi - حلیفه Halîfe ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Halîfe ~ حلیفه güncel sözlüklerde anlamı:

HALiFE ::: Öncekinin yerine geçen. * Fık: İlâhî, yâni şer'î hükümlerin tatbik ve icrası için Peygamber'e (A.S.M.) vekil olan zât. İmam. İmamet-i kübra. (Namazda imama uyan cemaat gibi, halifeye de şer'î emirlerde öylece itaat edilir. Halifede aranan dört şart: İlim, adalet, kifayet, a'zâ ve havâsta selâmet.) (Bak: Hilafet)

HALiFE ::: (C.: Hülef-Hulefât) Gebe deve.

HALiFE ::: (C.: Havâlif) Türklerin kıldan veya keçeden yaptıkları çadırların direği, çadır direği.

HALiFE ::: (C.: Halefâ) Su içinde biten bir ot. (Türkçede "kandıra" derler.)

halîfe ::: (a. i. c. : hulefâ') : 1) birinin yerine geçen kimse. 2) Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in vefatından sonra ümmet idâresinin başına geçen kimse. 3) pâdişâh. 4) resmî dâirelerde kalem başının ikincisi. 5) kalfa, ikinci usta.

halîfe-i evvel ::: devlet dairelerindeki yazı işlerinde çalışanlar. [Tanzimat'tan önce kalem teşkilâtı : "halife, halîfe-i sânî, halîfe-i evvel" olmak üzere -üç derece idi].

halîfe-i Müslimîn ::: Yavuz'dan sonra Osmanlı hükümdarları hakkında kullanılan bir tâbir.

halîfe-i sânî ::: devlet dairelerindeki yazı işlerinde çalışanlar. [Tanzimat'tan önce kalem teşkilâtı : "halîfe, "halîfe-i sânî, halîfe-i evvel" olmak üzere üç derece idi].

halîfe ::: öncekinin yerine geçen, Peygamberimizin vekili.

HALiFE ::: 1. Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) vekîlî ve yeryüzündeki bütün müslümanların reîsi (başı).

Allahü teâlâdan istedim ki, benden sonraAli halîfe olsun. Melekler dedi ki: "Yâ Muhammed! Allahü teâlânın dilediği olur. Senden sonra halîfe, Ebû Bekr-i Sıddîk'tır. (Hadîs-i şerîf-Gunyet-üt-Tâlibîn)

Peygamber efendimiz, hazret-i Muâviye'ye; "Halîfe olduğun zaman, yumuşak ol veya güzel idâre et!" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-İzâlet-ül-Hafâ)

Peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed Mustafâ'dan sonra müslümanların halîfesi, müslümanların reîsi Ebû Bekr-i Sıddîk'tır. Ondan sonra halîfe, Ömer-ül-Fârûk'tur. Ondan sonra Osmân-ı Zinnûreyn, ondan sonra Ali bin Ebî Tâlib'dir (radıyallahü anhüm). Bu dördünün üstünlük sıraları, halîfelik sıraları gibidir. (Bkz. Hilâfet) (Ömer Nesefî)

2. Bir tasavvuf büyüğünün yetiştirip, hayâtında veya vefâtından sonra insanları terbiye etmek ve talebe yetiştirmekle vazîfelendirdiği talebesi.

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin halîfelerinden Muhammed Ma'sûm hazretleri şöyle buyurdu:

"Dünyâ hayâtı gâyet kısadır. Ebedî saâdete kavuşmak, dünyâ hayâtına bağlıdır. Saâdetli kimse; bu kısa dünyâ hayâtındaki fırsatı ganîmet bilip, âhirette kurtuluşa sebep olacak işleri yapan ve âhiret azığını hazırlayandır." (Mektûbât-ı Ma'sûmiyye)

Halife :::


  1. Hükümdar.

  2. Osmanlı padişahlarının kullandıkları unvanlardan biri.

  3. Babıali kalemlerinde kâtip.

  4. Çok iyi yetişmiş, eğitilmiş kimse
    Örnek: O ustalarının postunda oturan bir sanat halifesiydi. M. Ş. Esendal

  5. Hz. Muhammed'in vekili olarak Müslümanların imamlığını ve din koruyuculuğunu yapmakla görevli kimse.

  6. 1- Hz. Muhammed'in vekili olarak Müslümanların imamlığını ve şeriatın koruyuculuğunu yapmakla görevli kişi. 2- Hükümdar. 3- Osmanlı padişahlarının kullandıkları sanlardan biri. 4- Babıâlideki dairelerin birinde hacegâna bağlı birinci sınıf memurluk ve yazmanlık yapan kişi.

halîfe ::: halife , kalfa

halife ::: )

halîfe ::: ‬halife

halîfe ::: kalfa

halife ::: hükümdar

HALİFE :::

(C.: Havâlif) Türklerin kıldan veya keçeden yaptıkları çadırların direği, çadır direği